Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomisti Tanju Çapacıoğlu, bugün kurumun blogunda ‘Yabancı para kredilerde son dönemde eğilimler’ başlıklı bir yazı kaleme alarak döviz kredilerindeki dikkat çeken artışa ve bunun beraberinde getirdiği risklere değindi.
Çapacıoğlu, 2018 yılından sonra azalan döviz kredisi (Yabancı Para – YP kredisi) talebinin son dönemde arttığını belirterek Merkez Bankası’nın buna yönelik, sıkı para politikasını destekleyecek adımları attığını kaydetti. Çapacıoğlu, döviz kredilerinin artışına ilişkin bir de grafik (altta) paylaştı.
Döviz kredileri yatırıma değil finansmana!
Merkez Bankası ekonomisti, kredilerin gelişiminde büyüme hızının yanı sıra vadelerinin de finansal istikrar açısından önem taşıdığını belirterek döviz kredilerinin artmasına rağmen vadelerinin (alttaki grafik) kısaldığını kaydetti.
Çapacıoğlu şunları yazdı: “Bu durum, tarihsel olarak yatırım ve proje finansmanı amacıyla kullandırılan YP kredilerin son dönemde işletme sermayesi finansmanı amacıyla kullandırıldığını ima etmektedir. Bu eğilimin temel sürükleyicisini belirleyebilmek amacıyla banka ve firma düzeyinde bir veri seti kullanılmıştır.”
‘Döviz kuru riski, finansal istikrara yönelik potansiyel risk’
Merkez Bankası ekonomisti, son dönemde kısalma eğilimindeki döviz kredilerinin vadesinde bankaların döviz likiditesi kaynaklı gelişmelerin sürükleyici olduğunu ima ettiğini, bankaların artan döviz likiditesinin, daha fazla ve daha kısa vadeli döviz kredisi rzına neden olduğu görülmektedir.
Çapacıoğlu, yazısında şu uyarıda bulundu: “Özetle, YP kredilerin tutarı ile yurt dışı borçlanma ve döviz likiditesi arasında pozitif bir ilişki varken, YP kredi vadelerinin sektörün güçlenen döviz likiditesiyle kısaldığı görülmektedir. Ayrıca firmaların artan döviz kuru riski de finansal istikrara yönelik potansiyel risk teşkil etmektedir. Bu kapsamda, YP kredilerin yatırım amaçlı ve uzun vadeli kullanımı bahse konu risklerin orta-uzun vadede yönetilmesi için büyük önem arz etmektedir. Mayıs ayında getirilen YP kredi düzenlemesinde iki yıldan uzun vadeli yatırım kredilerinin istisna tutulması da bu amaca hizmet etmektedir.”